Manyetik alan terapisinin en güçlü temsilcisi
200 yılı aşkındır insan bedeni üzerindeki etkileri gözlemlenen ve araştırmalara konu olan elektro-manyetik alan ve hücre ilişkisi, Japon bilim adamı Dr.Kyochi Nakagawa'nın insan bedeninin düzgün ve sağlıklı şekilde gelişimi için manyetik alanın önemini ortaya atması ile yeni bir boyut kazandı. Hücrelerin enerji transferini düzenleyebilmek ve manuple edebilmek için sıradan madeni mıknatısların yetersizliğinin anlaşılmasının ardından, daha güçlü ve kontrol edilebilir bir manyetik alan ihtiyacı doğdu. Elektrik enerjisinden faydalanan yeni nesil mıknatıslar hem çok daha güçlü bir manyetik alan yaratıyor, hem de kullanılacağı bölgeye göre şiddeti ve yoğunluğu ayarlanabiliyordu.
PEMF cihazı işte tam da bu noktada, bedende hücreler arası ilişkiyi düzenlemek ve enerji transferini hızlandırmak amacı ile geliştirildi. Bedenimizdeki her hücre birer enerji fabrikası gibi çalışır, enerji özel yollar kullanarak hücreler arasında transfer edilir ve depolanır. Zamanla vücudumuzda biriken toksinler bu yolları yavaş yavaş tıkayarak hücreler arası bu enerji alışverişini yavaşlatır. Hücrelerin rejenerasyonu ve restorasyonunda çok önemli bir faktör olarak karşımıza çıkan bu yolları temizlemek için PEMF yani Pulsed Electro Magnetic Field terapisini kullanmaktayız.
PEMF Cihazları Nasıl Çalışır?
PEMF Pulslu (atımlı) Elektromanyetik Alan Tedavisi demektir.
Güçlü manyetik alanın, belirlenmiş frekanslarla vücuda atımlı olarak verilmesidir. Manyetik alan etkileşimine dayanan, girişimsel olmayan, doğal ve vücudu hassas bir şekilde iyileştiren bir tedavidir.
1950’lerde bulunmuş olup, ilk PEMF cihazları 1975’de üretilmiştir. O zamandan bu yana, tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır.
Dünyanın pek çok ülkesinde 2000’den fazla üniversitede konuyla ilgili yapılmış bilimsel çalışma vardır ve dünya çapında kabul görmüş bir terapidir.
PEMF Mekanizması?
Bir kere en belirgin etkisi, kaynağı ne olursa olsun ağrının çok hafifletilmesi ve hatta ortadan kaldırılmasıdır. Ağrılar, erken aşamalardan başlanarak, hiç ağrı kalmayana kadar mümkün olduğunca tedavi edilmelidir.
Bu etki, PEMF’in hücrede nitrik oksit sinyalizasyonunu hızlandırarak hücre tamirinin kalitesini arttırmasıyla elde edilir. Bu sayede damarlanma ve kan akışında artış sağlanır. Kan akışının artması oksijen girişinin artması demektir. Dokular oksijenlendiğinden rahatlarlar. Pemf Terapi, vücuttaki oksijen absorpsiyonunu %200’e kadar arttırır.
Nitrik oksit, ayrıca, bağışıklık sisteminin enfeksiyona verdiği tepkinin düzenlenmesinde de önemli role sahiptir. Bağışıklık sistemini güçlendirir.
PEMF Terapi’nin ağrı üzerindeki etkisi nitrik oksit dışında şunları da içerir; Nöronların ateşlenmesi, kalsiyum iyon hareketleri, membran potansiyelini düzenleme ve yenileme, endorfin ve dopamin seviyelerini düzenleme, sinir hücrelerini yenileme, hücre hidrasyonunu arttırma, enflamasyonu azaltma.
PEMF Terapi kortizol ve noradrenalin seviyelerinde düşüşlere neden olur.
CNS ve merkezi sinir sistemini biyokimyasal ve sinirsel olarak düzeltir.
Hücre zarı geçirgenliği potansiyelini (TMP) arttırarak sodyum ve potasyum iyonlarının değiş tokuşunu sağlar. Böylelikle şişkinlikler azalır, oksijenlenme artar. Hücresel esneklik artar, yanma azalır. Hücrelerdeki besin ve iyon akışı artar.
Kan ve lenfatik dolaşımı arttırır, yeni kan damarları oluşumunu da aynı şekilde arttırır. Dokular arasındaki kan ve sıvı dolaşımı artar.
Vücuttaki lenfatik drenaj üzerinde çok olumlu etkileri vardır. Lenfatik drenajı arttırır. Bu; vücuttaki toksinlerin hızla uzaklaşmasını sağlar. Organlar bu sayede daha iyi çalışır.
ATP üretimini arttırır, vücudun doğal düzenleyici mekanizmalarını kuvvetlendirir ve enerjisini arttırır. Aynı zamanda enerji depolanmasını sağlar böylelikle hücresel aktivite artar.
Vücudun serbest radikallerle savaşma kapasitesini arttırır.
Vücudun her bir molekül, hücre, doku ve organının manyetik rezonansını modifiye eder.
Hücre zarı elastikiyetini ve esnekliğini arttırarak kas ve dokulardaki esnekliğin artmasına yol açar.
Hücresel büyüme ve tamiri arttırır. Hücresel replikasyonu ve iletişimi tetikler. Hücre pH’sını değiştirerek lenfatik damarlar ile lenfatik sıvının dolaşımını tetikler. Bu da bağışıklık sistemi üzerinde oldukça etkilidir.
PEMF Terapi son olarak enzim ve biyokimyasal aktivitelerde de olumlu değişikliklere neden olur.