Renk Işık Tedavisi, Işık ve Rengin Enerji İlkeleri
Sonja Kohn
2014 Haziran ayında CO’MED, Cilt 20’de yayınlanmış bir makaleden
Otomatik Çeviri: SYSTRAN, Lernout&Hauspie, LogoMedia&Promt
Çeviri ve redaksiyon: Carolyn L. Winsor, OIRF
©Telif hakkı 2014 Sonja Kohn, HP, Almanya
Renk Işık Tedavisi, natüropati uygulamasındaki modern cihaz destekli metotların bir parçasıdır. Bu tedavi çok eskiye dayanır, çünkü renk ışık tedavisi, köken itibarı ile güneş ışığıyla tıbbi tedavi anlamına gelen Helioterapiden türemiştir. Fiziksel anlamda ışık ve renk, iyi tanımlanmıştır. Güneş ışığı, elektromanyetik spektrumun bir parçası olup yaklaşık olarak %42’si kızılötesi ışınlardan (“termal radyasyon”) , %51’i görünür ışıktan ve yaklaşık %6’sı mor ötesi ışınlardan (UV-ışını) oluşur.
Gözlerimizle görebildiğimiz ışık, yani, elektromanyetik spektrumun optik olarak fark edilebilir aralığı, 380 ila 780 nm dalga boyları arasında değişir. Kızılötesi ışınlar genel olarak ağrı tedavisi için termoterapide kullanılırlar. UV-ışını dermatolojide, örneğin UV-B ışını (özellikle 311 nm) sedef hastalığının, UV-A ışını ise (320-380nm) atopik egzamanın tedavisinde kullanılır.
Her şeyden önemlisi, Renk Işık Tedavisi, vücudumuzda rezonans etkilerini serbest bırakarak nörotransmitterlerin ve hormonların yayılmasına neden olur.
Güneş ışığı spektrumunun her rengi, organizmamızda belirli bir reaksiyona neden olur. Reaksiyon düzeyleri farklıdır. Renklerin duygusal ve ruhsal etkilerinin yanı sıra metabolik ve yapısal düzeyde etkileri bulunur.
Örnek 1: Turuncu – Bir akış haline geçme
Duygusal – Ruhsal düzey: Stresten arınma, tonik, antidepresan
Metabolizma düzeyi: Mide sıvılarını artırır, iştahı artırır
Yapısal düzey: Rahatlatıcı (örneğin: ayağın üst kısmında sertleşmiş kas [myogelosis])
Örnek 2: Eflatun – Daralma
Duygusal – Ruhsal düzey: konsantre olma, odaklanma
Metabolizma düzeyi: Mideyi daraltır, iştahı azaltır
Yapısal düzey: Sıkılaştırıcı (örneğin: selülit)
Işık ve renk, vücudumuzca cilt ve gözler, aynı zamanda Çakralar (vücudumuzun ötesindeki enerji organları) ve besinler aracılığıyla emilir (bu bağlamda ikinci derece bitkisel boyalar büyük rol oynar).